Bizim Hikayelerimiz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Birinci Bölüm

4 posters

Aşağa gitmek

Birinci Bölüm Empty Birinci Bölüm

Mesaj tarafından masalcı 27th Şubat 2010, 01:28

Birinci Bölüm


Eylül rüzgârlarının uğuldadığı araziyi izleyen genç kız kollarını kavuşturdu. Başını kaldırdığında gökyüzünün gri bulutlarla dolduğunu görmüştü. İçinden soğukların erken başlayacağını geçirdi. Okul açılalı bir hafta bile olmamıştı ama o şimdiden kış gelmiş gibi hissediyordu.
-Ne yapıyorsun burada?
Hermione başını çevirdiğinde Ron'u görürken gülümsedi. Genç adamın endişeyle bakan mavi gözleri kocaman açılmıştı.
-Daha yeni iyileşiyorsun. Gene kötü olacaksın.
-Sadece Harry'i bekliyordum.
Ron başını sallarken mırıldandı:
-Anlıyorum ve o da geliyor.
Hermione onun gösterdiği tarafa bakarken uzun boylu delikanlının onlara yaklaştığını gördü. Genç adam güldü:
-Parti mi yapıyoruz?
-Hayır, Hermione gene yataklara düşmeye çalışıyor.
-Bu kadar üstüne gitmeye gerek yok,Ron.
-Kesinlikle,ben iyiyim.
Genç kız başını kararlılıkla sallarken Ron omuz silkti:
-Annemle konuşmak zorunda kalan siz olmadınız tabi.



Büyük Salon yeni bir güne başlamaya hazırlanan öğrencilerin uğultularıyla doluyken başını öne eğmiş genç adam sessizce tabağıyla oynuyordu. Şu anda tek istediği hepsine bir "silencio" yapabilmekti. Ancak, tabi ki bu olmazken Draco koluna giren genç kız yüzünden başını kaldırmak zorunda kaldı.
-Yarın Hogsmeade'e gidiyoruz değil mi?
Draco gülümseyerek başını sallarken Pansy neşeyle geri çekildi. Delikanlı da tekrar önüne gömülmeyip salonu taramaya karar verirken Potter'ın içeri girdiğini gördü. Yerinde dikleşirken Granger ve Weasley'nin de onun peşinde olduğunu fark etti. Weasley'nin yüzünde somurtkan bir ifade vardı. Draco bundan belli belirsiz bir memnuniyet duyarken Granger,onun koluna girerek yanağını yavaşça öptü.



Harry Gryfindor'un masasına ilerleyecekken durarak geriye baktı. Hermione'yi Ron'un kolunda görürken gülümsedi. Genç adam yine bir huysuzluğunu sabaha sıkıştırabilmişti. Bir anda genç kızla göz göze gelirlerken Hermione yavaşça baş parmağını kaldırdı. Genç adam olayın hallolduğunu anlarken önüne döndü. Yanından geçen iki kız kıkırdayarak onu günaydınlarken başını eğerek selam verdi. Yerine geçerek gazetesini eline alırken Hermione yanına oturdu. Ron da karşılarına geçtiğinde genç kız sordu:
-Önemli bir olay var mı?
Yeşil gözler hızla ön sayfayı tararken bu defa Ron olabildiğince dikkatli sordu:
-Dün gece nasıldı?
Harry başını kaldırdı:
-Oldukça iyiydi.


-Profesör!
Gece mavisi bir pelerin giymiş yaşlı adam ona dönerken Harry heyecanla önünde durduğu ince çıkıntıyı gösterdi. Dumbledore asasını kaldırarak yanına ilerlerken genç adam dikkatle yılan oymasına bakıyordu. Profesörü geldiğinde yana çekilerek ona yol verdi. Adam inceledikten sonra ona dönerek sakince başını salladı.
-Aradığımızı bulmuş gibi duruyoruz.
-Şimdi ne yapacağız, efendim?
Yaşlı adam rahat bir ifadeyle yanıtladı:
-Şimdi işimiz oldukça kolay, Harry.
Delikanlı gülümserken Dumbledore kolunu öne uzattı. Asasını bir kesik açmak için dikkatle kullanırken Harry kaşlarını çattı. Profesör Dumbledore'la gittiği her hortkuluk arayışı onun sorgulama yeteneğini azaltıyor gibiydi. Yaşlı adam kan damlalarının parladığı kolunu uzatarak taştan yılanın ağzına çevirdi. Birkaç damla kan dökülürken beklediler. Kısa bir süre sonra yılan kafası geriye çekilirken bir bölme öne çıktı. Dumbledore eğilerek gümüş işlemeli kutuyu çıkardıktan sonra mağaranın ortasına geri döndü. Harry de onu takip ederken kutunun ortadaki taşa konduğunu gördü. Profesör başını kaldırırken seslendi:
-Şimdi kutuyu açmak sana düşüyor, Harry. Elini kilide koyarak bir çatalağız olarak açılmasını emredeceksin.
Delikanlı ürpererek komutları yerine getirirken Dumbledore'un onu ilgiyle izlediğini fark ediyordu. İşi bittiğinde geri çekilirken adam neşeyle ellerini çırptı:
-Pekâla, iyi gidiyoruz.
Bunu dedikten sonra elini cübbesinin iç tarafındaki cebine attı. Harry onun bir Basilisk dişini çıkardığını görürken kendisine uzattığını fark ederek şaşırdı. Adam parlak mavi gözleriyle ona bakarak gülümsedi:
-Sorun yok, Harry. Daha önce de konuştuğumuz gibi, bunu rahatlıkla yapabilirsin.
Genç adam dikkatle yaklaşarak dişi eline aldı, daha sonra kutuya dönerek ortaya yerleştirilmiş madalyonu gördü. Elini havaya kaldırarak tam madalyonun ortasına gelecek şekilde dişi batırdı. Kutu titremeye başlarken elindekini sıkıca tutmaya ve bastırmaya devam etti. İnce ince çığlıklar kulağına doluyordu. Saniyeler ilerledikçe sesler azalırken en sonunda tamamen bitti. Harry başını tereddütle kaldırdığında yaşlı adamın onayladığını gördü ve elini çekti.



-Bir sorun mu var?
Draco bakışlarını, izlediği Gryfindor masasından Blaise'e çevirdi. Genç adam yeni gelmiş, karşısına oturuyordu. Başını iki yana sallayarak bir şey olmadığını belirtirken Pansy yüzündeki küçümseme ifadesiyle onlara döndü:
-Belki de Granger'ın iyileşmesine üzülmüştür.
Blaise gülerek önündeki suya uzanırken genç adam tekrar Gryfindor masasına baktı, Granger'ı bulması uzun sürmezken onu izlemeye başladı. Genç kızın halsizliği henüz gitmemişti, hareketlerinde hala yorgunluk var gibiydi.



Hermione, Ron'la Harry'nin konuşmalarını dinlerken kollarını yorgunca masaya dayadı. Üzerindeki halsizliği hala atamamıştı. Bir an gözlerini kapatıp salondaki serinliği hissetmeye çalıştı. Gözlerini açmadan bardağını ağzına götürdü. Su onu ferahlatmıştı. Gözlerini açtığında salonun diğer ucundan kendisini izleyen delikanlıyla göz göze geldi.



Draco göz göze geldiği kıza bakmaya devam etti. Granger da gözlerini çevirmiyor, meydan okurcasına ona bakıyordu. Genç adam rekabetin verdiği keyfin arttığını hissederken geriye yaslandı. Bakışlarını sertleştirirken yanındaki Pansy konuştu:
-Trelawney'nin yerine kim geliyormuş?
Blaise yanıtladı:
-Onu bilmiyorum ama bu yakınlarda biri gelir herhalde.
-Neyse, en azından bir çatlaktan kurtulduk.
-Sağlık sorunlarını halledene kadar, geçici biri geliyormuş ama.
Genç kız saçlarını savurdu:
-Yarım dönem bile olsa kâr.
Konuşmanın başından beri susan Draco içeri yanında bir kadınla giren McGonagall'ı göstererek sordu:
-Yeni gelen kim?
Blaise geri dönerek gelenlere baktı.



Profesörün yanında otuzlarının sonlarında görünen sarışın bir kadın vardı. Yeni gelen, müşfik bakışlı ela gözleriyle salona baktıktan sonra gülümserken refakatçisi okul müdürünü işaret etti. Kadının gülümsemesi büyürken hızlandı. İkisi ona doğru gelirken Dumbledore ayağa kalktı. Öğrencileri onların el sıkışıp birbirlerini öptüklerini görürken müdür öğrencilerine döndü:
-Sevgili öğrenciler, Profesör Trelawney hepimizi üzen rahatsızlığı sebebiyle derslerine bir süre devam edemeyecek olsa da...
Birkaç öğrenci gözlerini devirip homurdanırken devam etti:
-Eski öğrencimiz, yeni öğretmenimiz Profesör Aida Watson'ı sizlere tanıtmaktan mutluluk duyuyorum.
Kadın yavaşça öğrencilerini selamlarken kibar alkışlar duyuldu.



Harry gelen yeni öğretmenin salonu taramasını izlerken bir yandan alkışlamaya devam ediyordu. Kadının bakışları onun üzerinde dururken nazikçe gülümsedi. Ancak, kadının gözlerinin hayretle büyüdüğünü görünce biraz da olsa kızararak başını eğdi. Bir iki dakika sonra başını kaldırdığında hala onun baktığını gördü. Kadın yavaşça yutkundu. Daha sonra okul müdürüne dönerken Harry de arkadaşlarına döndü.



Draco kaşlarını çatarak yeni gelen öğretmene baktı. Kadının Potter'a bakışını görmüştü. Kesinlikle şaşkınlık duyuyordu ve genç adam onun yüz ifadesinden hüzünlendiğini hemen okumuştu. Uzun yıllardır düşmanı olan genç adama baktığında onun simsiyah saçlarını karıştırarak başını eğdiğini gördü. Fakat; kadın bir süre daha onu izlemeye devam etti. Sonunda bakışlarını Potter'dan çektiğinde Draco kaşlarını çattı. Ortada normal olmayan bir şey vardı.



Hermionn tabağını iterken Harry ve Ron'a baktı:
-Artık kalkalım mı?
İkisi de başlarını sallarken Harry çoktan ayağa kalkmıştı bile, elini genç kıza uzatarak çıkmasına yardım etti. Hermione ona bir teşekkür mırıldandıktan sonra masaya bıraktığı kitabına uzandı. Daha sonra üçü de çıkışa yürümeye başladı.



-Şimdi kalkacaklar.
Pansy efendimleyerek ona dönerken Draco öbür uçtaki masayı belli belirsiz işaret etti. Genç kız onlara baktıktan sonra gözlerini kısarak Draco'ya döndü:
-Nereden biliyorsun?
Ancak, genç adam ayağa kalkmış ve ona elini uzatmıştı bile. Pansy gözlerini devirdikten sonra ona uzandı. Çıktıktan sonra onun koluna girdi. İkisi beraberce yürümeye başladı.



-Aritmansi kitabımı masada mı unuttum acaba?
Üçlü genç kızın ani çıkışıyla dururken soğuk bir ses duyuldu:
-Merdivenleri kapamayı ne kadar sürdürmeyi planlıyorsunuz?
Harry öfkeyle arkasına dönerken kolundaki eli hissetti. Ama, bunu umursamazken yanıtladı:
-Senin baş belası olmayı düşündüğün süre kadar uzun değil.
Delikanlı saçlarını geri atarken sırıttı:
-O zaman çekilirsiniz belki.
-Çekilmiyoruz.
Dedi Ron yüzü kızarırken. Draco konuştu:
-Lütfen, Weesel. Dikkatini çektiyse seninle konuşmak istemiyorum zira zavallı annenin çocuk dünyaya getirmekten sizleri yetiştirmek için vakit bulamadığına eminim.
Ron daha da kızararak asasına uzanmaya çalışırken Harry onu engelledi. Pansy bir kahkaha attı:
-Sahi, on mu yedi mi? Kaç düzine kardeşin var, Weasley?
-Kes sesini, Parkinson.
-Vay vay, burada konuşan bir Bulanık varmış.
Hermione kaşlarını çattı:
-İkiniz de defolup yolunuza gidin şimdi. Durduk yerde puan düşürmeyelim.
Pansy başını eğdi:
-Kimleri tehdit ettiğine dikkat et, kitap kurdu. O kitapların arasında boğulmak istemezsin.
Harry Ron'u bırakıp kendi asasını çekerken Draco da kendisininkine uzandı. Bu sırada Profesör Slughorn zindan merdivenlerinden gelirken onları gördü. Telaşlı bir şekilde Büyük Salon'a baktı ancak kimsenin bu tarafa gelmediğini fark ederken konuştu:
-Aman çocuklar, ne yapıyorsunuz böyle? Çok tehlikeli, birbirinize zarar verebilirsiniz. Haydi, herkes işine baksın lütfen.
İki taraf da asasını indirirken Profesör ellerini ovuşturarak gülümsedi:
-Çok güzel, çok güzel. Sevgili oğlum Harry, yeni Kehanet öğretmenimiz Aida oluyormuş, doğru duydum değil mi?
-Evet,efendim.
Adam Harry'e gülümsedikten sonra yoluna devam ederken genç adam Draco'ya döndü:
-Gözüm üzerinizde.
Draco alayla yanıtladı:
-Merlin aşkına, korkudan titriyorum.
-Göreceğiz.
Genç adam bunu dedikten sonra Ron'u çekiştirerek yürümeye başlarken Hermione tiksintiyle ikisine baktı. Daha sonra başını iki yana sallayarak arkadaşlarının peşinden gitti. Üçünün uzaklaşmasını izlerken Pansy Draco'ya döndü:
-Nasıl baktı , gördün mü o bulanığı? Tanrım, onu lanetlemeyi her şeyden çok istiyorum.
Draco sert bir ifadeyle çenesini ovduktan sonra yanıtladı:
-Her neyse, şimdi gidip yollamam gereken mektupları postalayalım.

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 33

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Bölüm Empty Geri: Birinci Bölüm

Mesaj tarafından ss_angel 28th Şubat 2010, 23:55

merhaba Very Happy

öncelikle söylemeliyim ki sadece birinci bölümü okudum,saat çok geç ama geri kalan 3 bölümü de okuyup yorumlayacağım inşallah.

ben daha önce fark etmedim uzun soluklu bir hikayen olduğunu,bu gece görünce de hemen balıklama atladım Smile

daha ilk bölüm,bizimkilerin klasik bakışmaları birbirlerini taşlamaları falan
şu yeni gelen profesörü merak ettim harry ye neden öle baktı ki Question

bir tek şu cümle okurken gözüme gözüme battı

Yanından geçen iki kız kıkırdayarak onu günaydınlarken başını eğerek selam verdi.


sana günaydınlarken kelimesinin yerine şunu şunu yazsaydın falan demek benim haddime düşmez elbette bu senin hikayen fakat bir tek o kelime orada bana sırıtmış gibi geldi bir an...

ellerine sağlık canım,çok güzel bir bölümdü....

ss_angel

Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 29/12/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Bölüm Empty Geri: Birinci Bölüm

Mesaj tarafından masalcı 1st Mart 2010, 01:29

Merhabalar Çok sevindim yorumunu görünce,umarım devamını da beğenirsin yaa. Haklısın klasik bir başlangıç oldu. Aida eski arkadaşlarının çocuğunu görünce şaşırdı tabi biraz ama aslında onun daha büyük sırları var falan filan,göreceksin O kısmı da anladım,ne demek haddine düşmemesi,aksine aklına yatmayan her şeyi söyle yani,memnun olurum,bir daha dikkat ederim öyle kullanımlara. Teşekkürler.

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 33

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Bölüm Empty Geri: Birinci Bölüm

Mesaj tarafından bellatrix 13th Mart 2010, 01:37

yeni bi hikaye.. bunu bekliyordum. senin yazdıklarını okumayı seviyorum çünkü duyguları çok güzel anlatıyosun. ve yazıklarını gözümde canlandırabiliyoum sanki film izliyormuşum gibi görüntüler oluşuyo kafamda. abarttığımı düşünebilirsin belki ama yazıklarını okumak beni gerçekten mutlu ediyor Very Happy

hikayeye gelirsek.. anlatım şeklini sevdiğimi daha öncede bikaç kere söylemiştim zaten. çiftlerin kimler olacağını merak ediyorum draco ve hermione arasında her an bişey olabilirmiş gibi geliyo. diğer bölümleri daha okumadığım için ne olacağını bilemiyorum ve merak ediyorum. yeni öğretmenin harry e bakışları ve şaşkınlığının nedenini de merak etmekteyim.

ve şunuda söylemem gerek draco yu seviyorum umarım kötü şeyler olmaz onun için xD

hemen şimdi 2. bölümü okumaya başlamalıyım evet Very Happy

bellatrix

Mesaj Sayısı : 19
Kayıt tarihi : 07/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Bölüm Empty Geri: Birinci Bölüm

Mesaj tarafından masalcı 13th Mart 2010, 01:58

bellatrix demiş ki:yeni bi hikaye.. bunu bekliyordum. senin yazdıklarını okumayı seviyorum çünkü duyguları çok güzel anlatıyosun. ve yazıklarını gözümde canlandırabiliyoum sanki film izliyormuşum gibi görüntüler oluşuyo kafamda. abarttığımı düşünebilirsin belki ama yazıklarını okumak beni gerçekten mutlu ediyor Very Happy

hikayeye gelirsek.. anlatım şeklini sevdiğimi daha öncede bikaç kere söylemiştim zaten. çiftlerin kimler olacağını merak ediyorum draco ve hermione arasında her an bişey olabilirmiş gibi geliyo. diğer bölümleri daha okumadığım için ne olacağını bilemiyorum ve merak ediyorum. yeni öğretmenin harry e bakışları ve şaşkınlığının nedenini de merak etmekteyim.

ve şunuda söylemem gerek draco yu seviyorum umarım kötü şeyler olmaz onun için xD

hemen şimdi 2. bölümü okumaya başlamalıyım evet Very Happy
Beklentini karşıladığıma sevindim. Söylediklerin mutlu etti beni. Zihninde canlanıyorsa ve okurken mutlu oluyorsan ne mutlu bana. Abarttığını düşünmüyorum, zaman zaman ben de aynı şeyleri hissederim çünkü.

Anlatım şeklim beğenmen çok hoş. Dramione olacak, o kesin. Diğer çiftlerden de Parry olacak, ileride de bir Sonia-Ron var. Gerisi de sürpriz olsun Very Happy Onu da ilerleyen bölümlerde göreceksiniz.

Draco'nun başına neler gelecek,beraber göreceğiz.

Devamını da seversin umarım. Teşekkür ediyorum yorumun için.

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 33

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Bölüm Empty Geri: Birinci Bölüm

Mesaj tarafından Eva 25th Haziran 2010, 02:30

Eveeet, Günler Geçerken'in birinci bölümünü tekrardan okumak cidden güzel oldu söylemeliyim. Normalde eskiden okurken çok heyecanlı olurdum, şimdi bölümü bildiğim için pek heyecanlanmam diye düşünmüştüm ama tam tersi oldu, daha heyecanlı bir şekilde okudum. Ve ne kadar geliştiğini fark ettim. Tamam, ben bu fice şubat-mart gibi başlamıştım ve o zaman okuduğumda da hayatımda gördüğüm en güzel yazılardan birisiydi, şimdi de öyle, hala usta bir yazım stili ama yine de ben daha da ustalaştığını düşünüyorum. Ya en basitinden müzik seçimi yapıyorsun Birinci Bölüm Icon_biggrin Cümlelerin daha da oturmuş, artık biz tahmin edebilir hale geldik, okumuyoruz fici, film izliyoruz adeta. Betim yapmasan bile karakterlere koyduğun resimleri gözümün önünde canlandırıp Hogwarts şatosuna koyuyorum hooop, bir yerden Boyd fırlıyor, hoop bir yerden Tom ve okurken daha doğrusu kelimelerinle çizdiğin bu müthiş evreni izlerken çok zevk alıyorum. Anlatımın çok sürükleyici, bu özelliğini ilerleyen bölümlerde daha iyi gösterdin, ayrıca anlatımın konuna çok uygun. Metaforlar, benzetmeler, betimler yerinde, anlatım şeklini nerede sade, nerede şık-süslü hale getireceğini iyi biliyorsun. Mesela duygusal bir flashback kısmını şık anlatımınla tamamlarken sıkılmıyoruz ama sen bunu aksiyonun tavan yaptığı bir yere koysan işin tüm ekşını biter yani Birinci Bölüm Icon_biggrin Sen bu dengeyi mükemmel tutturanlardansın, kurgun güçlü, zamanla daha da iyi açıyorsun karakterleri, daha bu bölümden çizdin gözler önüne onları. x bunu der, y bunu der diyorum okurken, asla aklımda bir "ama" kalmıyor, giriş bölümü için idealdi, gözümüzün önüne evreni çizdin, adımları atmaya başladık, ve bölümü okurken çok büyük zevk aldığımı, yaşlıların askerliklerini hatırlaması gibi nostalji yaptığımı belirtmek isterim, fark ettiğin gibi burada şu paragrafta şurayı sevdim vs. yorum yapmadım, duygularımı yazdım, umarım bu yorumumu beğenmişsindir, ellerine sağlık bitanem Birinci Bölüm Star3
Eva
Eva

Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 07/05/10
Yaş : 27
Nerden : Denizli

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Birinci Bölüm Empty Geri: Birinci Bölüm

Mesaj tarafından masalcı 25th Haziran 2010, 04:15

Bu yorumu sevmedim, bayıldım! Gerçekten, heyecanla okuduğum yorumlardandı. her satırını kalbim büyük bir hızla atarken okudum. Açıkçası çok değerli bir yorum oldu benim için, iyi ki böyle yapmışım dedim. Aklıma bazı fikirler geldi ve dikkat etmem gereken noktaları hatırladım. Bölümlerde yorum yararlı oluyor ya. Uzun aradan sonra, başka bir gözün uzaktan bakarak fikirlerini yazması, karşılaştırma yapması inanılmaz yararlı oluyormuş gerçekten. Vaktini ayırdığın için ve emek vererek bu yeni yorumunu-düşüncelerini- benimle paylaştığın için teşekkürler kuşum. Eksik gördüğün ya da gerilediğini düşündüğün şeyler olursa, çekinmemen gerektiğini biliyorsun zateeen Smile

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 33

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz