Bizim Hikayelerimiz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yedinci Bölüm

Aşağa gitmek

Yedinci Bölüm Empty Yedinci Bölüm

Mesaj tarafından masalcı 13th Mart 2010, 03:05

07

Pansy bu soğuk koridorda durmuş karşısındaki delikanlıyı süzerken şansına lanet okumaktan geri duramadı. Potter elleri cebinde ona bakarken gayet rahat duruyordu,genç kız onun yüzündeki şaşkın ifadeyi kendisini böyle görmüş olmasına bağlarken ters bir sesle yanıtladı:
-Kendi işine baksana.
Genç adam ayakları üzerinde yaylanırken koridorun bir köşesinde duran kitabı ve yerinden oynamış taş parçasını işaret etti:
-Kendi işime “sağ salim” bakmak isterim, Parkinson. Resmen fırtına koparmışsın.
Pansy ona cevap vermek için ağzını açtığında diyecek bir şey bulamazken öfkeyle dudaklarını büzüştürdü:
-Beni böyle dağılmış görmek sana kesin zevk vermiştir.
Harry sırıttı:
-Lütfen sevgili Pansy, seni her gördüğümde aynı zevki duyuyorum. Birisi sırtıma buz parçası bırakıyormuşçasına.
-Oysa ben o buz parçalarını kafana atmaya yeğlerim.
Genç kız mırıldanırken Harry anlamadığını söyledi, Pansy derin bir iç çekerek boşvermesini söylerken ayağa kalktı. İlerleyerek kitabını aldı ve tekrar delikanlıya döndü. İşte gidiyorum dercesine kaşlarını kaldırarak yürümeye devam ederken geride kalan Harry gülerek yerdeki kağıda bakıyordu.



Güneşli bir pazar gününe uyanmış öğrenciler konuşarak keyifli bir kahvaltı yaparlarken Hermione uzanarak meyve suyunu aldı. Bakışlarını özellikle salonun bir kısmından uzak tutmaya çalışarak bardağını doldururken içeri giren Harry’i gördü. Gülümseyerek el sallarken genç adam koşar adımlarla yanlarına çöktü. Ron hala uyanamamış olmanın etkisiyle biraz dağılmış ona bakarak sordu:
-Dün gece geç geldin dostum.
Hermione kaşlarını çatarak Harry’e bakarken delikanlı uzanarak genç kızın bardağını alarak bir yudum içti. Hermione iç geçirerek bir kez de izin almasını rica ederken Harry konuştu:
-Profesör Watson’ın yanındaydım.
Ron içtiği çayla boğulurken Hermione gözlerini devirerek Harry’e baktı:
-Bir gün bu kadar çok şeyi yemekten boğulacak.
Bir yandan da hala öksürmeye devam eden Ron’a su uzatan Harry sırıtırken delikanlı suyunu içerek rahatladı ve derhal sordu:
-Ne demek yanındaydım,neden yanındaydın?
Hermione gene başını iki yana sallarken Harry açıkladı:
-Doğru sen bilmiyorsun,dün gece Hermione’yle konuştuk da ben de profesörle konuşmak için yanına gittim.
Delikanlı her şeyi açıklamış gibi geriye yaslanırken Hermione devam etti:
-Gerçekten oldukça açıklayıcıydı,Harry. Neyse, Ron biliyorsun ki Aida Harry’nin anne ve babasının arkadaşıydı. Ancak şimdiye kadar ondan bahsedildiğini hiç duymadık. Biz de bir bahaneyle Harry’nin durumu öğrenebileceğini düşündük.
-Sonuç?
Hermione elini Harry’e uzattı:
-Biz de bunu öğrenmek üzereyiz
-Aslına bakarsanız kafam tamamen karışmış durumda. Önce bir Ölüm Yiyen’le bir ilişki yaşadığını,daha sonra ihanete uğradığını ve çocuğunu kaybettiğini anlattı.
-Ciddi misin?
Harry başını iki yana sallarken mırıldandı:
-Başta söylediği her şeyin ciddi olduğunu düşündüm,bir daha adamı hiç görmemiş falan filan ama daha sonra ben odadan çıkarken yanıma geldi ve morali bozuk olduğu için içkiyi biraz fazla kaçırdığını, aslında her şeyi tam doğru anlatmadığını söyledi. Ben neler olduğunu soracakken de aceleyle iyi geceler dileyerek yerine döndü.
Genç kız iç geçirirken konuştu:
-Her şey iyice karıştı desene.
Bu sırada Ginny yanlarına gelirken bozuk bir sesle konuştu:
-Quidditch maçı haftaya ertelenmiş, Harry.
Delikanlı başını sallarken onayladı:
-Yaşananları göz önüne alınca haftaya almaya karar verdiler.


Hermione sabah uyandığında bir haftanın bu kadar çabuk geçmiş olmasına inanamazken yatağında yan döndü. Genç kız bir hafta boyunca Malfoy’la değil konuşmak,yüz yüze bile gelmemişti. Eh, sözünü tutmuştu işte,o gece bir hayalden başka bir şey değildi. Hermione buna sevinse mi üzülse mi bir türlü karar veremezken neler olduğunu deli gibi merak ediyordu. Acaba Malfoy her şeye rağmen seçtiği yoldan yürümeye devam edecek miydi,yoksa o da kendine başka bir yol mu çizecekti?


Harry kahvaltı için salona girdiğinde öğrencilerin uğultusunu duyarken gülümsedi,bakışları bilinçsizce Slytherin masasına kaymıştı. Quidditch takımının belli bir bölümünün oturmuş olduğunu görürken salondaki gerilimli havayı hissestti. Okul bir hafta boyunca bugünkü maçı konuşmuştu. Efsanevi rekabetin en yoğun alanlardan birinde,maçta,bugünün galibinin kim olacağını konuşuluyordu. Özellikle Malfoy bu hafta ona sanki pek bulaşmamışken Harry bunun nedenini merak etti,belki o da maç nedeniyle gergindi. Harry bunları düşünürken yanından geçen iki kız ona Gryfindor atkılarını göstererek güldüler. Harry de onlara gülümserken keyfi artarak masasına ilerledi.


Draco Malfoy masasında oturmuş,takımdaki herkesin kahvaltısını edip etmediğini kontrol ediyordu. Sonuçtan memnun arkasına yaslanırken bakışlarını Potter’a çevirdi. Delikanlı her zamanki gülüp konuşuyordu. Onun kendinden güvenli haline bakan Draco bunun ne kadar süreceğini merak etti,şu an onu maçta yenmeyi her şeyden çok istiyordu. Onun yüzündeki kendinden memnun sırıtışı silmeliydi. Kendi tabağına dönerken içinden bir ses her şeye rağmen zorlu bir karşılaşma olacağını söylüyordu.


Harry asasını kıyafetlerinin arasına bıraktıktan sonra takım arkadaşlarına döndü:
-Pekala,vakit geldi.
Herkes sırayla dışarı çıkarken genç adam dönerek odaya baktı,bir daha buraya döndüğünde galibiyet kazanmış olacaktı. Adımını sahaya attığı an Gryfindor’u tutanlar onun adını haykırmaya başlarken delikanlı gözlerini tribünlerde gezdirdi. Altın sarısı ve kırmızının olduğu sıralar coşkuyla bağrışırken içinde yükselen keyif duygusunun arttığını hissetti. Daha da dikleşirken emin adımlarla Madam Hooch’un yanına ilerledi. Biraz sonra Malfoy da yanlarına gelirken birbirlerine sert bakışlar atarak el sıkıştılar. Daha sonra da ikisi de arkalarına dönerek süpürgelerine binerken düdüğün çalmasıyla Harry ok gibi havaya yükseldi. Yavaş dokunuşlarla yönlendirdiği süpürgesiyle istediği pozisyona ulaşırken son kez tribünlere baktı,tezahürata devam eden tribünlerden başını çevirerek arkadaşlarına döndü,herkes kendi mevkisindeydi, Harry özellikle Ron’un kendine olan güveninden memnun elini hafifçe oynatırken Ginny Quaffle’a vurdu ve oyun başladı. Delikanlı bakışlarını etrafta gezdirirken Snitch’i aramaya başladı. Bir yandan da çaktırmadan Malfoy’u izliyordu,ikisi de çaprazlar çizerek sahanın üzerinde yükselirken Harry içindeki adrenalin duygusunun arttığını hissediyordu. Yaşil bakışları atmacalar gibi saha üzerinde dolanırken sevinç dolu seslerden ve artan tezahüratlardan sayı kaydettiklerini anladı. Hemen baktığında yanılmadığını ve sayıyı yapanın Ginny olduğunu görürken gururla gülümsedi.


Gryfindor 20 sayı öndeyken Harry, Ginny’e dönerek ıslık çaldı,genç kız ona baktığında başını yere eğerken Ginny mesajı almış,hızla fırladı, Harry onun havada kızıl çizgiler oluşturmasını izlerken Quaffle’ı usta bir hamleyle Gretchen’dan aldığını memnuniyetle gördü. Genç kızıl sağa sola hamleler yaparak kaleye doğru ilerdi ve yolladı. Atış hedefini bulduktan sonra dönerek delikanlıya baktı. Genç adam baş parmağını havaya kaldırdıktan sonra aranın açılmasıyla artan curcunaya aldırış etmeden Malfoy’a baktı. Onun da kendisine baktığını görürken bakışlarını tribünlerin alt tarafına çevirdi. Hafifçe alçalarak aşağıya bakıyormuş gibi yaparken kendisine yaklaşan adamın havasını hissedebiliyordu. Genç adam zamanın geldiğini düşünerek ani bir dalışa geçerken tribündekiler nefesini tuttu. Delikanlı saçları rüzgarda dalgalanırken büyük bir hızla inmeye devam ediyordu. Şimdi süpürgesinin ucunu tamamen yere dik hale getirirken kendi etrafında dönerek şık bir spin attı. Beğeni dolu çığlıklar kulağına ulaşırken güldü,bu iş düşündüğünden de kolay olacaktı. Tribünlerin köşesine geldiğinde onu takip eden Malfoy’un farkındaydı,zarif bir kavisle köşeyi dönerken yere iyice yaklaştı. Herkes aşağıya bakmaya çalışıyorken Harry gücün tamamen elinde olduğunu hissettiği o nadir anlardan birini yaşadığını biliyordu. İçindeki gururun ve kazanma arzusunun arttığını fark ederken bu kadar oyunun Malfoy’a yeteceğini düşünerek süpürgeyi yavaşça yukarı kaldırdı. Başını bir saniye geriye çevirerek seslendi:
-Ufak bir gezinti hoşuna gider dedim,Malfoy.
Onun yüzünün gözle görülür bir hızla beyazladığını ve kaşlarının çatıldığını görürken sırıtarak önüne döndü ve hızını arttırarak yoluna devam etti. Bir saniye sonra gene kendini gene dış dünyaya kapatarak Snitch aramaya yoğunlaştırırken havayı taradı,biraz yukarıda sarı bir parıltı görür gibi olurken hafifçe gözlerini kıstı ve yükselmeye devam etti. Daha yakına geldiğinde yanıldığını anlarken bıkkınlıkla içini çekti. Bu sırada Malfoy da onun hizasına yetişmişti. Harry sola döndüğünde bu defa Snitch’i görürken hızla atıldı,Malfoy da görmüş hızla ilerlerken Harry kalp atışlarının arttığını fark etti. Kendini daha hızlı olmaya zorlarken yüzüne çarpan sert rüzgar görüşünü zorlaştırıyordu,yine de delikanlı hızını arttırırken elini uzattı.


Yukarıdaki kovalamacayı izleyen öğrenciler nefeslerini tutarken oyuncular bile oldukları yerde durmuş kaptanlarının bu mücadelesini takip ediyorlardı. Bir dakika sonra iki delikanlı da alçalırken Harry Potter elini yukarı kaldırarak parmakları arasında tuttuğu altın renkli topu gösterdi. Gryfindor tribünleri coşkulu tezahüratlarla adeta yıkılırken delikanlı galibiyetin haklı gururuyla gülümsüyordu.

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 33

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz