Bizim Hikayelerimiz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bir Melek Düştüğünde

4 posters

Aşağa gitmek

Bir Melek Düştüğünde Empty Bir Melek Düştüğünde

Mesaj tarafından masalcı 17th Kasım 2010, 04:46


Dilek'e

Saat 23:40 şu an, iki saat once Dilek bir tweet yazdı, hayatım değişti Very Happy Abarttım tabii ama bu hikayenin yazılış sebebi o tweet oldu o sebeple Dilek’e ithaf edelim bu yazıyı. Çok iyi olmadığının farkındayım ama yayınlamak istiyorum, bu da öyle olsun, neticede nette geçirilen zamanları içeri gidiş-gelişleri çıkarırsak 1 saat 15 dakikada yazıldı. Öncesinde bir hazırlık da yoktu üstelik. Evet, bu kısım bu kadar yeter.

Genel bilgilere gelelim.

Çift: Harry-Pansy
Yaş sınırı yok.
Hikayenin başındaki iki satırın sahibini bulamadım ne yazık ki.

Müzik olarak da Rihanna feat. Eminem-Love The Way You Lie part 2

Keyifli okumalar.

Unutmadan, bir de Bahar’ın tatil hediyesidir bu hikaye =)






Bir Melek Düştüğünde…


Bir hikaye gördüm gözlerinde
Umutlarla başlayan umutsuz sonla biten




Yeni doğan güneşin belli belirsiz sıcaklığı, bakımlı patikada yürüyen ziyaretçinin beyaz tenini cömertçe kucaklarken kadının umrunda değil, bakışlarını dalgınca etrafta gezdirdi. Sonsuza kadar uzanıyormuş gibi görünen yemyeşil arazi, biraz ileride ağaçlarla belli belirsiz çevrelenmişken, baharın gelişi onda zerre sevinç uyandırmıyor dudak büktü. Hiçbir zaman vazgeçmediği yüksek topukları taşlı yolda onu biraz zorlasa da her şeye inat başını dikleştirirken önünde uzanan yapıyı dikkatle izledi. Birkaç yıl öncesine kadar dillere destan davetlerin ev sahipliğini yapan eski malikâne mermer kolonları ve çatısına kadar sardırılmış bakımlı sarmaşıklarıyla ihtişamından bir şey kaybetmemiş olsa da eski neşesini taşımadığı her hâlinden belliydi. Genç kadın, kalbindeki acının arttığını duysa da ona yenilmemeye kararlı saçını düzeltti.


Pansy Parkinson, gösterişli merdivenleri birkaç saniyede çıkmış, kapının önünde dururken elini pirinç zile uzattı. Kapı derhal açılırken beyaz önlüğü içindeki orta yaşlı bir kadın, yüzünde ince bir gülümseme onu karşıladı. Başını eğerek onu selamlarken etrafı saran ilaç kokusunun duymamaya çalışarak içeri girdi. Kadın yumuşak bir sesle yukarıyı işaret ederek konuştu:
-Yanına gidebilirsiniz, ilaçlarını yeni verdik.

“İlaçlarını yeni verdik.” Cümle beyninde yankılanırken cevap vermeye gerek duymadan yoluna devam etti. Sonuçta, canı ne kadar yansa da gideceği yoldan asla vazgeçmemeyi o öğretmişti.

Kırmızı kadife halı topuk seslerini yutarak tüm duyularını kaybettiğini düşündürtürken Pansy kalbinin hızla çarptığını fark etti. Defalarca geldiği bu yerde, defalarca yürüdüğü bu koridorda acısı ilk günkü kadar taze, çaresizliği her an katlanarak artıyor bir an durdu. Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalışırken siyah gözlerini kapatarak sessizliği dinledi. Bu sessizlik koridorun sonundan gelen belli belirsiz bir gülüşle bozulurken avuçlarını yumruk yaptığını fark etti. Kendisine bir saniye daha izin verirken sonunda biraz düzeldiğine inanmaya çalışarak gözlerini açtı. Ne olursa olsun, hiçbir şeyden korkmamayı ondan öğrenmişti.

Sonunda gri boyalı kapının önüne geldiğinde üstünü düzeltmekten kendini alamazken dudaklarında acı bir gülümseme belirdi. Ne yaşanırsa yaşansın, hâlâ ilk günleriydi sanki, adamın bunu düşünecek durumda olmadığını bilse de çocuksu bir çabayla kendini beğendirmeye çalışıyor gibiydi. Bir saniye içinde hayatlarının sonsuza kadar nasıl da değiştiği aklına gelirken omuzları gerginleşti ve midesinde o tanıdık sancıları hissederken kapıyı yavaşça çalarak içeri girdi.


Odadaki adam, onun gelişini duyduğunda saf bir merakla ona dönerken bir an sonra kaşları çatıldı:
-Sizi tanıyor muyum?
Pansy, kalbindeki acının onu gözyaşlarına boğmaya çok yakın olduğunu biliyor, başını sallayarak konuştu:
-Tanışmıştık.
Harry, saçlarını karıştırarak koltuğundan kalkarken gözlerini kısarak ona baktı. Genç kadın, her hareketini ezberlemiş olduğu adamın yüzündeki yabancılığı silmek için her şeyi yapabilecek güçteyken kendini tutmak için bakışlarını odaya çevirdi. Bej rengi duvarlar ve kiraz ağacından yapılmış sade mobilyalar bulunduğu yeri Pansy’e hatırlatırken son bir çabayla pencereye yöneldi. Ağır kadifeleri çektiğinde cılız ışıklar içeri dolarken dönerek Harry’e baktı:
-Camları açmamı ister misin? Temiz hava ikimize de iyi gelir.

Genç adamın, kafası karıştığı her hâlinden belli, yine de onaylarken Pansy serinliği içine çekerek geri döndü. Harry, şimdi koltuğuna oturmuş siyah elbisesi içindeki bu güzel kadını izliyordu. Kadının görünüşünde kendisine yakın bulduğu bir şey vardı, ama her nedense bunu çıkaramıyor ve düşündükçe yorulduğunu hissediyorken Pansy gülümseyerek yanına oturmak için izin istedi.



Genç kadın, salonda dört dönüyorken kapının çalınmasıyla olduğu yerde durdu. Pansy’nin telaşından rahatsız olduğu her hâlinden belli olan Ron’a uyarıcı bir bakış atan Hermione olabildiğince sakin bir sesle konuştu:
-Siz burada bekleyin, ben onu karşılarım.

Pansy, genç adamın sonunda dönmesiyle biraz rahatlamış ama yine de diken üstündeyken Harry yüzünde kendinden emin bir gülümseme salonda göründü. Genç kadın, kendini felç olmuş gibi hissederken onun gerçekten karşısında olduğunu sonunda anlamış, bir çığlık kopardı, Harry’nin yüzündeki gülümseme büyürken Pansy salonu büyük bir hızla geçerek adamın kucağına atıldı.

Ron homurdanarak odalarına gitmeyi bekleyip bekleyemeyeceklerini sorup karşılık olarak Hermione tarafından odadan çekiştirilerek çıkarken Harry güçlü kollarını Pansy’nin ince bedenine olabildiğince sıkı dolayarak kulağına fısıldadı:
-Geri döneceğim demiştim.



Harry’nin tanıdık kokusunu yeniden yakınında hissediyorken aklına üşüşen düşünceleri kovmak istercesine iki yana salladı başını. Ne zaman yanyana olsalar, bilinçsizce buluşan elleri birbirlerinden uzakta adama bakarak sabırla konuştu:
-Bir kaza geçirdiğini biliyorsun, değil mi?
Cevap olarak belli belirsiz bir evet alırken gülümsemesini bozmadan devam etmeye çalıştı:
-Çekinmene gerek yok, Harry. Biz uzun zamandır arkadaşız seninle.
-Neden bir şey hatırlayamıyorum?
Harry’nin sesindeki ince kızgınlığı hissederken ne diyeceğini bilemeyerek sustu.


-Ya bir şey olursa?
Genç kadın, kollarını kavuşturmuş karşısında duran adama bakıyordu. Harry, onun duruşundan ikna edilmeyeceğini anlamış yine de son bir çabayla konuştu:
-O zaman yarınki buluşmamızı iptal etmemiz gerekecek.
Pansy’nin gözleri kızgınlıkla dolarken tek eliyle adamın koluna vurdu. Canı yanmasa da bir adım gerçi sıçrayan adama yaklaşırken söylendi:
-Tanrım! Ne kadar aptal bir adamsın sen? Bu durumda nasıl şaka yapabilirsin?
O anda bu düşüncenin gerçekliği kendi sözleriyle bir tokat gibi suratına çarparken gözüne dolan yaşlarla olduğu yerde dondu. Harry’nin yüzündeki alaycı ifade yerini gerçek hislerine , endişeye , bırakırken genç adam canını acıtan bu yaşları olabildiğince yumuşak sildi. Pansy’nin başı öne eğilirken tek eliyle kadının çenesini kaldırarak bir gün daha fazla görmek için her şeyini verebileceği gözleri buldu.



-Neden cevap vermiyorsun?
-Bilmiyorum…
Harry, kadının titreyen sesine şaşırırken mırıldandı:
-Ağlıyor musun?
Genç kadın, elinin tersiyle göz yaşlarını silmeye çalışırken adamın cevaba ihtiyacı yok, elini uzatarak Pansy’nin yanağına dokundu. Kadın, onun tenini hissettiği an zaman durur ve yeryüzündeki her şey silinirken gözlerini kapattı.


Genç kadın, aşık olduğu gözlere baktığında yandığını hissederken öylece durdu. Onsuz bir hayatın düşüncesi bile kahrolmasına yeterken gerçekten buna mahkum olsa neler olacağını düşündü. Harry’siz bir hayat… Çığlıklarını, kahkahalarını, acılarını, mutluluklarını kimsenin duyamayacağı bir dünya… Derin bir umutsuzluk içine çökerken son bir çabayla aklından silmeye çalıştı tüm bunları. Hayır, onsuz olmayacaktı. Kahramanıyla çıktığı bu yolda, kimse geride kalmayacaktı.

Harry, karşısındaki güzel gözleri izlerken hafifçe eğilerek genç kadının dudaklarına ulaştı. Onun kendine özel kokusu bir kez daha tüm düşüncelerini teslim alırken her zamankinin aksine ikisinin de gözleri açık, birbirlerini izlediler. Gözlerindeki alev artık onları teslim almış yakarken bu yoldan dönüş olmadığını bilerek birbirlerine daha sıkı tutundular. Artık ikisinin içinde de korku yoktu, yansalar bile tekrar doğacaklardı, buna eminlerdi. Oysa, asla ayrılmayacaklarına inanan iki aşıktılar sadece…



Harry, elini tereddütle geri çekerken genç kadının gözleri aynı anda açıldı. Genç adamın kaşları çatılırken kendi kendine konuşuyormuş gibiydi:
-Bu anı daha önce yaşamış gibiyim.
Pansy kendini kontrol edemeyeceğini artık anlamış ayağa kalkarken elbisesinin eteğini düzelterek adama döndü:
-Böyle hissetmen doğal. Neyse, seni daha fazla rahatsız etmek istemem, kendini çok yormaman gerekiyor.
Harry de onunla birlikte ayağa kalkarken genç kadın güçsüz bir sesle iyi günler dileyerek ilerledi. Kapıyı açıp çıkmadan önce son kez Harry’e bakarken adamın koltuğuna oturup, onun ziyaretinden önce okuduğu gazeteye dönmüş olduğunu gördü. Bile bile kendine işkence ettiğinin farkında kısa bir süre daha onu izledikten sonra bu defa dışarı çıktı. Kapıyı hızla çekerek koridorda uzaklaştığında göz yaşlarına boğulmuştu. Şimdi daha iyi anlıyordu, ne yazık ki onların hayatı bir düşüşle son bulmuştu.



En son masalcı tarafından 26th Şubat 2012, 02:34 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 32

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bir Melek Düştüğünde Empty Geri: Bir Melek Düştüğünde

Mesaj tarafından ayriz 17th Kasım 2010, 05:08

ahh hayatımm çok güzel olmuş ama bu =)
Son iki gündür forumuzda olan bu hareketlilik iyi gelmişti bana ama senin bu güzel hikayen çok daha iyi geldi gerçekten Harry-Pansy bu çift hakkındaki düşüncelerimi biliyorsun nasıl değiştirdiini de =) Pansy'in koridorda yürümeye başlamasından ititbaren neler olacağını çok iyi hissetmiş olsam bile bu hikayenin o güzel atmosferini hiç bozmadı inan=) Pansy'in o asaleti elden bırakmayan naif halleri bu kızı böyle seviyorum her ne olursa olsun asil ve güçlü gerçi gözyaşlarını gördük ama o kadar olur.Very Happy

İki anıda oldukça yerli yerindeydi.Okurken gülümsedim tamam itiraf ediyorum ikinci anıyı okurken içim burkuldu. "Onlar sadece iki aşıktı." ahh ne diyebilirm ki bu sözden sonra sevgili ortağımdan inciler =) İsmide güzel yakışmış bu hikayeye gerçi ben son cümleyi okuyana kadar bir melek kolysesi ya da benzeri bir şeyle bağlantı kuracağını sandım ama böyleside güzel olmuş aslında okuduğum ve yazdığın çok değişik bir şey değildi belki ama yazım şeklin ki; bence en önemliside budur zaten olayı koaparmaya yetti de arttı bile canım =)

Ayhh gece gece hüzne boğdun beni Begüm'cüğüm ama iyi ki yazmışsın ellerine, hayal gücüne sağlık tatlım senden bir şeyler okumak çok iyi geldi bana cidden özlemişim =)
ayriz
ayriz
Admin

Mesaj Sayısı : 189
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 35

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bir Melek Düştüğünde Empty Geri: Bir Melek Düştüğünde

Mesaj tarafından masalcı 17th Kasım 2010, 05:30

Öncelikle seni çok özledim cidden. Umuyorum ki daha da hareketleneceğiz, ben ciddi ciddi tüm hikayeleri buraya taşımayı düşünüyorum artık, bakalım ne olacak =)

Yorum için çok sağol, desteğini hissetmek çok güzeldi. Ben de Pansy'nin bu asil ve güçlü halini seviyorum. Tahmin edeceğini tahmin ettim ben de =)

Anıları beğenmene sevindim, evet biraz iç burkucuydu cidden. Melek koley değildi de Harry'di işte, yani aşıklar falan ya Very Happy

Açıkçası ben böyle bir şey yazmayı uzun zamandır istiyordum, iyi oldu o açıdan. Beğenmene çok mutlu oldum, ayrıca, senin bir hikayen var biliyorum, okuyacağım onu, yenileri de hemen gelsin ama peşin anlaşalım Very Happy

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 32

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bir Melek Düştüğünde Empty Geri: Bir Melek Düştüğünde

Mesaj tarafından ayriz 17th Kasım 2010, 05:39

Ben de çok özledim seni canım ya huu bu süper bir haber=) ne demek canım benim aramızda mesafeler olsada görüşemesekte paylaştıklarım ve arkadaşlığımız çok özel benim için =) Dimi dimi ee, boşa ortak demiyoruz birbirimize Very Happy
Evet gerçekten iyi olmuş canım ah ne zaman vaktin olursa sıkma kendini canım inşallah ya birliktede yazalım ama özledim 2010 bitmeden 2010 tairhli bir hikayemiz olsun Very Happy
ps:bunu atladım biraz bayramın kutlu olsun=)
ayriz
ayriz
Admin

Mesaj Sayısı : 189
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 35

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bir Melek Düştüğünde Empty Geri: Bir Melek Düştüğünde

Mesaj tarafından Diğeri 17th Kasım 2010, 05:44

Beni ağlatamazsın Begüm abla kolay kolay bilirsin ama şu anda ciddi ciddi gözlerim biraz yaşarmış olabilirim. Neden bu kadar etkiledi diye düşünüyorum da, ilk olarak en baştaki yazıyı okurken gülerken bir yandan mutlu oldum doğrusu, sonra benim ailemde Alzheimer var, bu nedenden o unutma duygusu inanılmaz acı derece de tanıdık. Ve en son olarak belki de biz “Love the way you lie part2” aşığıyız. Ve tabi, bir de bu hikaye tüm seven ama fark edilemeyenlere gitsin falan. Smile Aman amaç havayı dağıtmak işte. Başlamadan önce isme de bayıldım! Başlayalım yoruma, olumsuz yorum yok ama bu sefer;

bir hikaye gördüm gözlerinde
Bu kısım beni daha çok etkiledi nedense ve daha ilk satırdan tamam ben bu hikayeyi seveceğim dedim, bitirdikten sonra daha anlamlı geldi tabi söz ama en baştan da aslında bir çok anlam ifade ediyordu. (:

beyaz tenini cömertçe kucaklarken
Klasik artık ne yazık ki klişeleşmiş betimleme ve tamlamalardan sonra bunun gibi kısımlar o kadar iyi geldi ki. Şimdi bile konuyla tamamen alakasız olarak bile o kadar güzel geliyor ki. Pansy, betimlemesine genel olarak bayıldım ve başlangıç yine çok hoşuma gitti. Ortam, kahraman çok şık bir başlangıçtı ve müzik aman Tanrım diyeceğim ama öyleydi ya. (:

kalbindeki acının arttığını duysa
Olumsuz yok dedim ama ben bu cümlede sanki bir hata hissettim doğrusu. Belki de doğrudur ama okurken bir anda yanlış geldi bana nedensen. “Duymak” yerine başka bir şey belki daha iyi olabilirmiş gibi geldi.

etrafı saran ilaç kokusunun
O anda hissettim kokuyu, artık tam anlamıyla hikayenin içindeydim zaten o andan sonra aslında her şey daha merak uyandırıcı gelmeye başladı. (: Gerçekten düşününce şu anda bile gözlerim doluyor. Hayır ağlamadım falan. Smile

gideceği yoldan asla vazgeçmemeyi o öğretmişti
Bu cümleden sonra başta yazılmasa bile Harry-Pansy derdim hikayeye zaten, bu arada aklıma geldi şu anda konuya cidden taptım ben. Neden dersem? Öncelikle orijinaldi basbaya, daha önce böyle bir şey okuduğumu zannetmiyorum, herhalde bir Breakfast At The Tiffany’s falan birazcık Ruh Hastaları konusu olduğu için yakındı o kadar. Ne diyordum, konu inanılmaz işlenmişti ne fazla dram vardı ne de o anı yaşatamadı ama diyebileceğimiz bir cümle. Tam anlamıyla mükemmeldi ve sakın değildi deme. (:

çaresizliği her an katlanarak artıyor
Bir anda merak heyecan korku her şey arttı. Onun çaresizliğini paylaştık resmen diyerek edebiyata da el atıyorum ama ben. Smile Çok güzel bir anlatımdı, Pansy’nin her adımında yaklaştık hikayeye ve müzik arttı, arttı!

adamın bunu düşünecek durumda olmadığını bilse
Ve adamın bunu fark etmesi hemen ardından gelen sahne. Doğrusu bekliyordum bir fark olmalı dedim fark etmeli dedim ve fark etti, tabi o anda sorunun ne olduğunu bilmediğim için eski bir anıdır falan tadında düşünüyorum ben hala. Çok sarstı beni Harry ve durumu.

-Tanışmıştık.
Yeterliydi, başka açıklama falan beklemedim zaten, tanışmışlardı, ne olduğu önemsizdi, güzeldi, dokunaklıydı ve hear me cry gerçekten şu anda. (: Ne desem bilemiyorum bu sahneden sonra zaten histerik bir şekilde okudum. Pansy-Harry konuşmasının bence en iyi yeri buydu, beni en azından en çok bu sarstı, tek kelimeye neler yükleyebiliyor insan işte. (: Parry her ne kadar bir diğer bunalım çift olsa da bana daima daha eğlenceli gelir oysa şu anda eğlence baya uzak şu atmosfere, ağır bir Parry’di evet.

bedenine olabildiğince sıkı dolayarak
Bütün anıyı burada toplayalım, en başta anlamadım doğrusu sonra dedim bu italik bu anı. Öncelikle bu cümledeki “olabildiğince sıkı” kısmından inanılmaz etkilendim bir anda sustum kaldım doğrusu hatta. Bu anı nasıl desem huzurluydu evet geldi, yaşıyor ama huzurluydu işte basbaya, olumsuz bir şey yoktu, güzeldi her zamanki gibi.

sesindeki ince kızgınlığı hissederken
Okurken bende hissettim duydum her tür duyu organım hissetti hatta. (Öğretmene kendini kanıtlamaya çalışan öğrenci gibiyim!) Çok hoşuma giden bir diğer kısımdı bu ama burada yanlış anlamasan Begüm abla nedense bu konuşma bana boş gözüktü biraz, bilmiyorum birkaç anlam daha olmalı gibi geldi bana. Sad

-O zaman yarınki buluşmamızı iptal etmemiz gerekecek.
Begüm abla! Bu BENİM Harry’m işte, birazcık daha havalı bu Harry, Dracovari falan hatta. Sümsük değil, başkalarına muhtaç değil, bu Harry’i bir JKR yazamadı zaten. Smile Ve yarın HP7 geliyor diyorum ama neyse vazgeçtim konuya döndüm. Ne diyordum? Harry-Pansy olayını anılarını okurken hep bir iç çekiş yaşadım doğrusu, burada da o sahte cesurluğu o ardından gelen ağlama sahnesi, hepsiyle harikaydı!

Kahramanıyla çıktığı bu yolda, kimse geride kalmayacaktı.
But you’ll be always my hero. Daha güzel açıklanamazdı herhalde, şimdi fark ediyorum da sözlerle paralellik gerçekten hissediliyor, anıları falan düşününce. Ve şimdilerini tabi, so evil. (: Aslında ne derdim bu kadar duygusal bir günde olmasam; Keşke bu duyguları biraz daha yayabilseydin tek paragraf yerine. Ama bugün duygusalım, hayatım kötü gidiyor falan o nedenden love the way you lie.


ikisinin içinde de korku yoktu
Bu aralar neden bu kadar güzel romantik sahneler okuyorum ki? “Watch me burn.” Yine şimdi fark ettim, gitgide güzelleşiyor benim gözümde bu hikaye. Son sahneleri gibiydi aslında değil mi o sahne? Son defa öptü, son defa aslında o olduğunu bildi zaten sonrası ortada. Ne olursa birlikte dediler ama şimdi okurken sanki Pansy kaçmış gibi geldi bana. Sad

onun ziyaretinden önce okuduğu gazeteye dönmüş olduğunu
Hiçbir şey olmamış gibi. Tamam hadi itiraf edelim biraz ağlamış olabilir burada ama o sahneyi gözümde canlandırınca yani aslında Oscar goes to… benim ağlamam ne ki bunun yanında. (: Cidden zevzeklik bir yana, inanılmaz bir sondu. O düşüş kısmı özellikle ve ay söylemekten bıkmadım evet ama müzik o kadar sanki bunun için gibi ki. Rihanna’ya minnettarız! Seviyoruz, değil mi Begüm ablacığım? (:

Evet bitti, zaten dedim yine diyorum ben kusursuz buldum, bana iyi değil deme, cidden üzülürüm. En başta okuduğum şey beni yine çok mutlu etti tekrradan söylüyorum, bu kadar güzel bir şeyde katkım varsa gurur duyarım ve son kez ellerine sağlık ve tabiî ki love the way you lie. Ellerine sağlık! Çok özledim seni Begüm abla bu arada ya okurken bunu gerçekten anladım! (:
Diğeri
Diğeri

Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 14/08/10
Yaş : 29

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bir Melek Düştüğünde Empty Geri: Bir Melek Düştüğünde

Mesaj tarafından masalcı 17th Kasım 2010, 06:16

Kolay kolay ağlama, hiç ağlama hatta =) En azından başlangıçta mutlu etmeme sevindim =)

Ah geçmiş olsun mu desem, ne desem, çok zor bir hastalık olduğunu biliyorum. Hele böyle tanıdık olması, ah üzdüğüme üzüldüm ama cidden. Ben kesinlikle aşığı oldum, sen de öylesin, yaşasın! İsmi beğenmene de çok sevindim. Ya olumsuz varsa olsaydı ama lütfen çekinme bak.

Bitirince daha anlamlı oluyor, daha doğrusu okumadan uyarısı varmış gibi oldu.

Klasik bir betimleme yerine bence de daha güzel olmuştu. Aynı şekilde düşünmemize sevindim. Ay cidden mutlu oldum. Bu arada müziği yazmamışım başına, ama yani bu şarkı bu hikaye =)

Duyu aktarması mıydı neydi, o yapılıyor, edebi açıdan bir yanlışlık yok ama hoş gelmemiş olabilir tabii, değiştiririm olmadı yarın.

Hissetmiş olmana sevindim cidden. Gözlerin dolsa da ağlama zaten, iyice üzülürdüm.

Ben de uzun bir süre kahraman ismi kullanmadım, hiç düşünmedim başlarken Harry ve Pansy'di, birinci part da ikinci part da hep Harry-Pansy benim için. Konuyu beğenmene çok sevindim, hep yazmak isterdim. BATT Audrey Hepburn'ün filmi değil mi, ya konusu daha farklıydı diye hatırlıyorum ben :S Bence pek mükemmel değildi gibi ama hatrın için demiyorum.

Yorumlarınla hikaye yazılır diye boşuna demiyorum ben. Müzikle nasıl paralel gitti değil mi, ben cidden aşığım şarkıya.

Beni de sarstı, aslında daha derin gidebilirdim hikayede ama kaldıramazdım galiba.

Ağırdı haklısın. Ah o kelimeye o kadar anlam yükleneceğini düşünmezdim ama yazarken hissettim gibi. Hani neler yaşadığın insan vardır karşında ama eski bir tanıdık falan dersin ya, bana çok acı gelir işte, burada da öyle bir nevi.

Anı güzeldi, güzel olsun istedim, neden böyle oldular göstermek istemedim, ipuçlarını koydum zaten sadece, çok rahat çıkıyor öyle. Bilemiyorum o an cidden öyle geldi bana. Hiç düşünmedim yaklaşık bir saatte yazıp koydum zaten, düzeltemezdim bile bu hikayeyi, diyorum ya hissettiklerim fazlaydı =)

O kısa konuşma sonraki anıya geçişti zaten, diyorum ya düşünmedim çok ama bence de daha hoş olabilirdi o kısım. Ayrıca öğrenci ne demek usta sensin =)

Dilek! Benim Harry'im de bu, ay çok sevindim bunu duyduğuma. JKR yazabilirdi ama yazmadı, o noktaya getirdi ama ki bence büyük başarı. HP7 geliyor cidden, ay bitiyor galiba, Tanrım! Neyse, o kısımları beğenmene de çok sevindim.

Aynen öyle, çok sözler için yazmadım ama dinlediğim için o paralelliği yakalayabilmiş olmama sevindim. O duyguları yayamazdım, vakit sıkıntısıydı, bir çeşit challengedı benim için. Oysa ben bu hikayeye bu şarkıyla neler neler yazardım ama bitirmesem bir daha yazamayacağımı biliyordum bırakmak istemedim o yüzden.

Ay yazdıklarını okurken tüylerim diken diken oldu, aynenn öyle. Sondu, son kez baktılar, son kez dokundular, son kez öpüştüler bu olanlardan önce. Cidden kötü hissettim şimdi. Pansy kaçtı gibi, ama daha fazla nasıl dayanılır, kız iyi bile dayandı.

Canlandırabilmene sevindim. Ay ben Oscarları sana vereceğim toptan tüm dallarda tek aday tek kazanan Very Happy Zevzeklik falan değil aşkolsun. Müzik cidden hiç düşünmeyeceğim kadar uydu ve benim de yazarken aklımdaydı hep, sahneler falan, aynı hissi yaşatabilmeme sevindim.

İyi değil demiyorum ama daha iyisi olabilirdi ama bu haliyle de çok sevdim.. Senin sayende yazıldı tabii, o tweet olmasa nereden başlayacaktım yazmaya. Bir yaratıcı da sensin aslında. Ben de çok özlemişim diyeceğim ama biliyorsundur herhalde, bilmiyorsan ayıp =) Varlığını tekrar hissettirdiğin için çok minnettarım, kelimeler yetmiyor. Her şey için teşekkürler, bu hikaye için bir kez daha teşekkürler Dilek...

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 32

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bir Melek Düştüğünde Empty Geri: Bir Melek Düştüğünde

Mesaj tarafından Eva 9th Şubat 2011, 18:50

Merhabalar. Uzun zaman önce yazılmış, Dilek’in beğenisi ve önerisi üzerine senden okunacak tek bölümlükler listemin en ön sırasına yerleşmeyi başaran “Bir Melek Düştüğünde” yi okuyorum, biraz gecikmiş olsa da. Pekâlâ, başlayalım:

1 saat 15 dakika için 1000 küsur kelime yazmak bence iyi, hızlı yazıyorsun sanırım, hikâyenin tamamını okuduktan sonra yorum yapmak benim için özel olan hikâyeler için geçerlidir, bu onlardan biri oldu, hatta bu 4.okuyuşum, yorumu yaparken okumamla 5 olacak uzun lafın kısası özel oldu benim için. –Bir tek GG’ de dayanamayıp ilk okuyuşta yorum yazıyorum o da uzun soluklu heyecanına yaraşır olsun diye- Öncesinde bir hazırlık olmadan böyle yazdıysan hazırlık olduğunda nasıl olurdu bilemiyorum, herhalde ağlardım.

Bu arada Dilek’in yazdığı tweet, hikâyenin başındaki anonim söz mü? Yoksa sana tweette konu mu verdi? Merak ettim bak şimdi.

Rihanna feat. Eminem-Love The Way You Lie part 2: Tamam, salya sümük bayram ilan ediyorum, Begüm abla gözlerini kararttı, ağlatacak!

herkesin beynimi okuyamadığını unutmuşum: Her sakallıyı deden mi sanırsın sen şekerim? Herkes ben mi? Lütfen yani Very Happy

Bir Melek Düştüğünde

Başlık yakıyor bir kere. Hakkında tek kelime edemediğim bir başlık oldu, ne diyebilirim ki bu başlığa? Günler Geçerken’de yorumun yarısını benim başlık yorumum kaplıyor ama bulamadım bir şey. Neyse bu bölümü yazmış olmak için ölümüne sallıyorum, tutacak mı?

Melek Pansy ve Harry’nin umutları -tamam alttaki iki satırdan kopya çektim+son da satır ipucu- Düşüşü de Harry’nin hiçbir şeyi hatırlamaması, o meleğin kanatlarının kırılması, yani tanıdık gözlerin yabancılaşmış bakışlarıyla son bulan, umutsuz bir son… Değil mi?

Bir hikâye gördüm gözlerinde
Umutlarla başlayan umutsuz sonla biten

Mutsuz son değil de umutsuz son demesi beni çok etkiledi, ne bileyim mutsuz dese hikâyenin tüm havasını bozacakmış gibime geldi, çünkü Harry ölseydi mutsuz son olurdu ama aşklarının hatırasının ölmesi bir daha o aşkın alevleneceğine dair umutları öldürür, yan yanalardır ama biri öbürünün varlığını bilmiyordur. “Bu fic sevip de sevgisi anlaşılmayanlara, kavuşamayanlara; sınava çalışıp da kazanamayanlara gelsin!” *kendini dj sanır*

Birinci paragraf sende dejavu etkisi yaratabilir çünkü GG 21’in ilk paragrafı gibi sanki yine her kelimeye yorum yapacağım gibime geliyor. Paragrafta deli bir yorum yapılabilme kapasitesi gördüm, vallahi gördüm. Betimler, konuya giriş kesinlikle mükemmel. Karakteri aldık, hikâyenin ne tür bir konuda olabileceğine dair anahtar kelimelerden havayı sezdik, hadi devamını da oku dedirten bir başlangıçtı, kesinlikle çok beğendim.

Yeni doğan güneş
Demek ki kahramanımız, her ne için yollara düşmüşse, o amacı veya kişiyi çok önemsiyor, sabahın bu saatinde yollarda diyoruz. Ayrıca yok bu güneşin gökyüzünde yarattığı ışık oyunları vb. olayına girmeden bile tabloyu çizdim ben, OK bebeğim oradayız, ver karakteri gireyim içine.
bakımlı patikada
Ortam daha da netleşti, yeni doğan güneş, güzel bir yol ama hayır bu kadar sevimli bir tablo yeterli olmayacak kahramanımıza, anlıyoruz bunu inceden, nereden anladın Gizem dersen kesinlikle hikâyenin tamamını okuduğumdan değil, hatta baştaki sözü koymasan, şarkıyı vermesen bile sezerdim ben. Çünkü bir hikâyeye yazarın hali, kurgu daha ilk satırdan işler bence, yazarın yazımını bilen düşünce şeklini az buçuk çözmüş her okur anlar, ben de anladım ve hemen ruhen o havaya girdim.
yürüyen ziyaretçinin
Sadece ziyaretçi yani, gittiği yerin ev sahibinin belki de gelmesi gibi bir beklentisi yok. *hikâyenin tamamını okuyup yorumcu kesilen üçkâğıtçı*
beyaz tenini cömertçe kucaklarken
Böyle değişik tanımları seviyorum. Beğendim kesinlikle, not almak lazım. *üçkâğıtçıya kopyacı da eklendi*
kadının umrunda değil
İşte o kadar güzel ortam kahramana yetmiyor neden, çünkü o sadece bir ziyaretçi. Bu arada “umrunda”yı Word umurunda diye düzeltiyor, söyleyeyim Smile
Sonsuza kadar uzanıyormuş gibi görünen yemyeşil arazi, biraz ileride ağaçlarla belli belirsiz çevrelenmişken
Tablo iyice netleşti, kesinlikle çok güzel olmuş bu betimler. Giriş, geçiş, bitiş senin muhteşem üçlün de bu değil mi? Sade, abartısız ve çok şık.
Hiçbir zaman vazgeçmediği yüksek topukları
Vay, daha buradan karakteri anlayabiliriz. Üstteki çift bilgisine bile bakmadan. Sırf şıklığı ve zarafeti için her şeyi göze alacak kim var HP’de? Pansy tabii ki. Kesinlikle karakteri ve ondan önce cinsiyeti şak diye ortaya koyan bir ayrıntıydı, hoştu cidden. Bu arada yüksek topukluları da diyebilirdin bence. Bu haliyle de iyi ama.
her şeye inat başını dikleştirirken
Bir Pansy ayrıntısı daha, karakteri hem bulunduğu çevre, hem karakteristik özellik hem de fiziksel görünüş olarak bir iki cümlede gayet güzel anlatmışsın, çok sevdim.
eski malikâne mermer kolonları ve çatısına kadar sardırılmış bakımlı sarmaşıklarıyla
Bayıldım, çok güzel, favori betimim bu oldu kesinlikle. Bakımlı sarmaşıklar kelimesine iltimas var çünkü bizim okulun idari binasının dışında da mükemmel sarmaşıklar var, ay sınavdır derstir diye sıkmasalar cumartesi pazar bile okula giderim.
eski neşesini taşımadığı
Üç kelimede özetledin durumu, bu malikânede veya içindeki insanlarla ilgili kötü bir durum var ve ziyaretçi bir nedenden dolayı acı çekiyor, sanki üstünde bir sorumluluk duygusu da var, dikkatle izleyişi, dalgınlığı, mutsuzluğu bize bu izlenimi veriyor.
ona yenilmemeye kararlı
Pansy Parkinson’un en önemli silahlarından birisi bence bu, acısını gizleyebiliyor, kolayca bir maske seçebiliyor kendine, kararlılıkla ben acı çekmeyeceğim diyor ama asıl güçlü durmaya çalışırken sarf ettiği enerjiden dolayı, artık bıraktığında dayanmaya gücü kalmıyor.
saçını düzeltti
Demek ki ziyaret edeceği kişi önemli biri ve ona güzel gözükmek istiyor, gerçi Pansy her zaman güzel gözükmek ister ama görünüşüne güvendiği için kontrol etme gereği duymaz, demek ki ziyaret edeceği kişi her an onun fiziki özgüvenini yoklayabilecek biri, buradan da bu çıkarımı yaptım. *felsefi insan*

Daha sonra geçiş sahneleri geldi, Harry ile olan sahnelerinden önceki sahneler, kesinlikle Pansy’nin yaşadıklarını biraz daha irdelememiz için gerekliydi. Dozajı iyiydi bence, hemen tüm olayı dökmemişsin veya dramın yanında bir de merak unsuru koyup ratinge oynamamışsın, teşekkür ederim Very Happy Ve yine çok derin anlamlar içeren şeyler vardı, ellerine sağlık.

pirinç zile
Kesinlikle çok şık bir ayrıntıydı, burası o harika partilere ev sahipliği yapan gösterişli malikânedir dedirtti, önceki satırları destekledi adeta evin içindeki zevkin fragmanı gibiydi. Ama bu zevk kahramanlarımız için geçerli olmayacak sanırım.
Kapı derhal açılırken
Malikânedeki otoriteyi, çalışanların saygısını gösterdi bence. Çok saygın bir ailenin evindeyiz dedik.
Başını eğerek onu selamlarken
Saçma sapan ayrıntılarla ilgilenip asıl mevzuyu kaçırıyor olabilirim ama hayır işte, beğendim bunu. Selam verdiği kişiyi tanıyor ve demek ki o kişinin bu malikâne üzerinde bir etkisi var, tanıdık bir ziyaretçi Pansy Parkinson o malikânedekiler için.
saran ilaç kokusunun duymamaya çalışarak
Sanki beni de sardı o ilaç kokusu, tek bir ayrıntıdan bu hikâyenin baya kasvetli olacağını çözdük, güzeldi kesinlikle. Kokusunun=>Kokusunu olacak Smile *radar*
Cümle beyninde yankılanırken
Demek ki hastalığı her neyse o kişinin, kesinlikle Pansy’yi çok etkilemiş.
cevap vermeye gerek duymadan
İşçi sınıfı yine ezilir. Kapitalizm ne yaparsınız işte.
Sonuçta, canı ne kadar yansa da gideceği yoldan asla vazgeçmemeyi o öğretmişti
Bunu kim öğretebilir? Harry. Pansy’nin içinde olduğu durumu çözüyoruz, ayrıca içindeki acının büyüklüğü daha da netleşti gözümüzde, insan ister istemez yutkunuyor bu cümleden sonra. Cümlenin özüne gelirsek zaten o noktaya gelinceye kadar acı çekmişsen, ideallerin için biraz daha çekmen gerekir ki önce katlandığın zorlukların değeri olsun, önce kolayı seçip bırakmamışsan sonra da bırakmaman gerekir. Çünkü uğruna ölünecek şeyler uğruna ölmeyi değil, onlar uğruna yaşamayı gerektirir.

Kırmızı kadife halı
Betimlerin delirtiyor beni, böyle minik ayrıntılar minikliğine bakmadan tüm ortamı çiziyor sanki bize, sıkmadan, doğallıkla bizi o ortama alıyor.
tüm duyularını kaybettiğini düşündürtürken
İlginç bir ayrıntıydı –bunu hikâyenin sonunu bildiğim için söylüyorum- Harry tüm etkenlere karşı ilgisiz, geçmişine, geçmişindeki kişilere karşı duyularını kapattığı için böyle bir durum Pansy’yi ürpertmiş olabilir. Artık kim benimle ilgileniyor, kim bana tepki veriyor ki tarzında düşünmüş olabilir. Hikâyenin sonunu bilmesem bile, ileride anlamlanacağını bağıran diyorum ya cidden ilginç bir ayrıntıydı.
Ne olursa olsun, hiçbir şeyden korkmamayı ondan öğrenmişti
Bir daha Harry’yi gördük, bu aslında “Sonuçta, canı ne kadar yansa da gideceği yoldan asla vazgeçmemeyi o öğretmişti” cümlesine de bağlanabilir, oradan da bu anlam çıkar ama pekiştirmen de kötü olmamış.

üstünü düzeltmekten kendini alamazken
Burada cidden üzüldüm, hüzünlendim of etkiledi beni. Sanki hatırlayacakmış gibi ona güzel gözükmek istiyor, belki de eskiden olduğu gibi olursa, ufacık bir ayrıntıyla bile kendisini hatırlayabileceğini umut ediyordur. Ya da hatırlamasa bile yeni tanışmışlar gibi kendisine âşık olmasını istiyordur.
adamın bunu düşünecek durumda olmadığını bilse de
Ay… Bir hikâye gördüm gözlerinde, umutlarla başlayan umutsuz sonla biten… Evet, bu sözün tam olarak vurduğu yer burasıydı bence. Pansy paragrafları arasında belki de en vurucusu buydu, çünkü başı tam destekliyordu, bir üstte yorum yaptığım umutla başlaması, bu umutsuz sonu oldu. Kesinlikle üzüldüm ben burada.
Bir saniye içinde hayatlarının sonsuza kadar nasıl da değiştiği
Bir saniye ve sonsuzluk tezadı bence güzel durmuş burada, kelime oyunlarını sevdiğimi bilirsin, yine yakaladın beni. Bir de “nasıl da değiştiği” kısmı durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyordu, ilginçti yine. Bu ilginçlik çok iyi anlamda tabi Smile (Çok fazla harika, süper, mükemmel kullanıyorum artık değişime gitmek lazım, ilginç-garip diyeyim sen anla)

Pansy & Harry (Günümüz Sahneleri)

Diyaloglar kesinlikle mükemmeldi, ne garipti ne ilginçti, mü-kem-mel. O vurucu sözler arka arkaya geldi, sarsıldık, arada Pansy’nin düşüncelerine geçtik ve yine oralarda çok derin düşünceler vardı zaten bu hikayede asıl vurucu taraf Pansy’nin acısıydı, Harry sadece hatırlamıyor ve hatırlamadığı için kendisini büyük bir dram içinde bulmadık. Bence bu hepsinden daha mantıklıydı dozaj için. Çünkü adam neyi kaybettiğini bile bilmiyorken, kaybettikleri için üzülemez ki ama yine de onun tarafını da bir iki cümleyle güzel anlatmışsın bence. Pansy’yi baskın karakter gördük yine, az Harry’nin perspektifine girdik. Harry tarafından da anlatmaya çalışıp uzatmaman iyi olmuş çünkü adam o an ne yaşadıklarına bile anlam veremiyorken ne tür bir bakış açısı olabilir ki, yani yerindeydi bu sahneler iki tarafın durumunu anlatış dengesi olarak. Kesinlikle çok beğendim ama favori kısmım Pansy’nin Harry’nin kapısında dururkenki düşünceleriydi.

saf bir merakla
Yüz ifadesi net olarak canlandı gözümün önünde, yalnız hasta adam olunca aklıma hiç öyle Tom Welling falan gelmiyor direk Daniel geldi neden diye sorarsan öyle boylu poslu aslan gibi delikanlıya entel hastalığı gitmez. (Hafıza kaybının çok ağır bedensel hasarları yok, nedense Daniel’da doğal ruhsal hasarlı tipi görüyorum da ondan)
Sizi tanıyor muyum?
Hödük! Tanımıyor olsa gelir mi? Yani hiç kadın ruhundan anlamıyor bu Harry, tamam her gün geldiğini unutmuş olabilirsin ama en azından sima tanıdık, geliyorsa senin için üzüldüğünü çıkarabilirsin buradan. Tanışıyor muyuz diye niye dan diye girdin ki mevzuya? Böyle daha da üzüyorsun onu. Bak mesela Draco olsa böyle yapmazdı, anlardı ve sanki doğalmış gibi davranırdı bence. (Hasta adamı da azarladım ya, doktor falan olmaz benden, ben en iyisi cerrah olayım içimdeki şiddet dürtüsünü böyle bastırabilirim.)
Tanışmıştık
Vurucu cümle bir! Kesinlikle o an acı içinde verilebilecek en çaresiz ama aslında en güçlü cevaptı. Pansy gibi hissettim sanki. Boğazıma yumru değil fil oturdu resmen. *ağlamayacağım, hayır*
her hareketini ezberlemiş olduğu adamın yüzündeki yabancılığı silmek için her şeyi yapabilecek güçteyken
Ay… Yazık ya. Hayır, Begüm abla, zorlama şansını ağlamayacağım. Ama ağlanır yani, ağlasan bu hikâye için değer bence. Günler Geçerken 21’den sonra kesmedi beni demiştim ya, yok ya en az onun kadar iyiymiş bu, yorum yaparken daha irdeleyerek okuduğum için (her paragrafa yarım saat bakıyorum neredeyse bir yeri kaçırmamak için) şimdi daha derin olduğunu fark ediyorum. Demek ki neymiş hikâyenin yorumu bitmeden Begüm ablaya genel yorum söylemek yokmuş.
düşündükçe yorulduğunu hissediyorken
Bu cidden harikaydı. Harry’yi anlatan en net şey buydu, yani o “Neden bir şey hatırlamıyorum” sözünü falan ezdi geçti, budur. Kısa, öz, net. Ve insan okuduğunda üzerinde düşünürken bile yoruluyor. Her bir kelimesiyle okurun kendisini Harry ile özdeşleştirebilmesini sağlayan bir yer, tabi okurken bu güzelim cümleleri heba etmeyen, fark eden okura Very Happy *havasını atar “bu alemin en kral zihinfendarı benim, var mı yan bakan?” *
yanına oturmak için izin istedi
Bak bunu da Pansy için yazarım bir kenara, kesinlikle o ürkeklik yerindeydi ve tam böyle bir şey görmek istiyorum dediğim yerde, sanki bunu isteyeceğimi anlamış gibi yapıştırdın lafı bana. Senin zihnini okurken, sen fark etmeden benim beynimle arandaki bağı güçlendirdin ya şimdi ben engel olamıyorum buna Very Happy Çift yön oldu bizim beyin trafiği, artık ben söylemeden istediklerimi yazarsın Very Happy
bilinçsizce buluşan elleri birbirlerinden uzakta
Bilinçsizce ve uzakta kelimeleri beni çok etkiledi, çok düşündürdü. Ama düşündüklerimi ifade edemiyorum inanır mısın yani yüzyılın gevezesi, beynimi ele geçiriyorsun vallahi, kanıma karışan zehir gibisin Begüm abla, bırakmak istedikçe daha çok istiyorum hikâyelerini.
adamın cevaba ihtiyacı yok
Burası bana GG 21’de “sorusunun yanıtına aslında hiç ihtiyacı olmadığını” (Narcissa) hatırlattı ama tabi bu daha masumdu ve iki cümlenin benzerliği düşünülürse daha da etkileyiciydi ikisi arasındaki bağ. Bu bağdan Narcissa & Harry bile yazmanı isteyebilirim hazırlıklı ol. “Onlar sordukları soruların cevabına ihtiyacı olmayanlardandı…”

Pansy & Harry (Geçmişte)

Bu sahne tam istediğim Harry’yi çizdi, Harry en azından flashback’te biraz baskın olsun dedim, öyle oldu, yine okumuşsun beni hain. Tam o hayalimdeki biraz serseri, umursamaz görüntüsünün altında çok büyük bir duyarlılık taşıyan ama asla yenilmeyen, korkmayan, çevresindekilerin korkmasına bile izin vermeyen Harry’yi gördük. Eh, buraya Tom Welling giderdi ama. Hemen o canlandı gözümün önünde. Hah, hastalıktan önce Tom sonra Daniel… Hazin bir son olmuş bence Very Happy Harry’nin tüm karizması bir düşüşle son bulmuş. “Bir TAŞ Düştüğünde”

Ron homurdanarak odalarına gitmeyi bekleyip bekleyemeyeceklerini
Ron, Pansy’ye mi âşık yoksa? Bu yüzden mi Harry’ye gösterdiği ilgiye kıl oldu? Yoksa sadece onun tedirginliği kendisinin sinirlerini daha da mı gerdi? Eh böyleyse Harry geldiğinde neden öyle dedi? Ginny olsa neyse de, açıklama bekliyoruz sayın masalcı.
güçlü kollarını
Tom Welling’in kolları Very Happy <3 <3
olabildiğince sıkı dolayarak
Sarılmandan belli kırıcan mı belimi, çok canım acıdı çeksene elini Very Happy *ağlamamak için cıvıtır*
O zaman yarınki buluşmamızı iptal etmemiz gerekecek.
İşte fanlarının hayalindeki Harry! Bayıldım!
bir gün daha fazla görmek için her şeyini verebileceği gözleri
Ah! Çok güzel, kesinlikle çok güzel. En iyi tek bölümlük hikâyen olabilir bu, hepsini okuyup net kararımı bildiririm bu hafta içinde.

Öpüşme sahnesi yine bir trans haliydi, bayıldım, keşke GG’ deki ilk Parry öpüşmesi de böyle bir şey olsaydı. O da güzeldi ama ay ne bileyim bu tarz bir şeyi GG Parry’sinin ileri safhalarında görmemiz daha mantıklı olabilir tabi. Öyle böyle görelim böyle bir şey, isteriz!

Finali de beğendim bu arada –bu hikayede neyi beğenmedim ki aslında- hele “şimdi daha iyi anlıyordu, ne yazık ki onların hayatı bir düşüşle son bulmuştu” kısmında onların hayatı demen beni çok etkiledi. Hani sevgililer birbirine “hayatım” der ya, evet gerçekten bu ikilinin birbirine “hayatım” diye seslenme hakkı vardı, hem de sonuna kadar yani. Onların aşkı, ilişkisi, geçmişi vs. yerine hayat kelimesi, evet bu finaldi dedirtti bana, başlıkla olan bağlantısını da sevdim, onların hayatı bir melekti ve düştü…

Ellerine sağlık, tebrikler.
Eva
Eva

Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 07/05/10
Yaş : 27
Nerden : Denizli

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Bir Melek Düştüğünde Empty Geri: Bir Melek Düştüğünde

Mesaj tarafından masalcı 9th Şubat 2011, 19:34

Ben de heyecanla cevaplamaya başlıyorum =)

Bazen geliyor bana öyle, devamlı o hızla yazmıyorum ama bu hikayede şanslıydım. Ne kadar çok okumuşsun meleğim? Vay dedim şu an.Bazı hikayeler hazırlıksız daha güzel olur, gerçi ben çoğunda hazırlık yapmıyorum, neyse Very Happy
Şarkıyı verip hikaye geliyor mu aklına, diye sormuş olabilir, emin değilim şu an. Ama baştaki söz benim arşivimdendi, onu biliyorum =)
Savaş ilan ettim, herkes ağlasın!
Hakikaten sen sandım sanırım, her yerde seni görüyorum anla Very Happy
Beğenmiş olmana sevindim, tabii senin başlık yorumların ünlüdür.
Sen yazarsın da yanlış olur mu? Cidden, bazen hikayelerde okuyan nasıl hissettiyse odur yani, bu yüzden başlık yorumuna şapka çıkartıyorum ben.
Bence de, mutsuz olsa bana da sıradan gelirdi ama umutsuz demesiyle, hikayeye tam oturdu yani, sonuna kadar katılıyorum sana. Aynı şeyleri bu kadar düşünebilmek de pes doğrusu. Ahaha, DJ Gizz Very Happy

Yaşattı vallahi ama çok da iyi oldu. Bu övgüleri duymak ne hoş Gizem Hanım’cım, mersilerden bir demet.

Ben şoklardayım resmen her şeyi analiz ediyorsun, bunun adı yorum değil apayrı bir şey olmalı, çok minnettarım sana.

Evet, doğru bildin, sabahın erken saatinde kaldırabilmiş onu ki benim hayatımda bu önemlidir Very Happy

Sen nereden anlıyorsun demem ben, ruhumu-beynimi okuyorsun, şaşırmadım, yazarken düşündüğüm ruh halini elbette anlayacaktın. Yaşatabilmek, hissettirebilmek güzeldi ama.

Evet, baştan veriyorum tüyoları. Sadece ziyaretçi. Senin üç kağıdın bile makbul Very Happy

Çeken sen ol kopyayı, dert değil Very Happy
Word’ün düzelttiği her şey doğru olmuyor bazen, uyarımı yapayım ben de Very Happy Yetmiyor tabii, aklındaki en son şey ortam bile olabilir.
Ay bu övgüler yanaklarımı kızarttı resmen. Teşekkür ederim!

Topukluları evet, haklısın bebeğim. Pansy’di pek tabii, öyle düşünüyorum onu hep.

Kelime tasarrufu Very Happy

Okullara çok yakışıyor cidden, beğenmene sevindim tatlım. Ah sınavlar olmasaaa.

Diyorum ya yavaş yavaş ortama hazırlamak lazım okuyanı, bu kısımlar da böyle, çok dikkat etmeyen için sıradan ama dikkat edene bütün her şeyi anlatan kısımlar girişler. En azından benim yazdıklarımda.
Pansy’i çok doğru anlatmışsın bence, tam yazarken düşündüğüm kadın.
Aynen öyle, aynen öyle. Pansy bile duraklıyor yani.
Ben ne zaman reytinge oynadım zaten Very Happy Her şeyin belli bir sınırı olmasını seviyorum, beğendiysen ne mutlu bana.
Masalcı=ayrıntı. Koymazsam öleceğimi düşünüyorum Very Happy Aynen öyle. Eskiden eğlence var ama artık yok. Öyle yerler çok acı verir bana zaten.

Çok planlı bir yer olduğu belli.

Yooo, hiç de saçma sapan değil, benim anlatımım öyle yerlerdedir zaten. Tanıdık biri Pansy.
Klavye kıriciiim, tutmayın beni. AY bu hataları hiç seviyorum, söylediğin için sağol kuşum.
Kesinlikle doğru.
İşte Gizem Very Happy Bence de o öğretebilirdi.” Çünkü uğruna ölünecek şeyler uğruna ölmeyi değil, onlar uğruna yaşamayı gerektirir.” Çok güzel demişsin, kullanmak lazım bunu aslında Very Happy

Sağol bebeğimmmmmmmm!
Ya değil mi? Okurken fark edilmeyebilir ama aklında kalmışsa eğer sonda, fark edersin ki bu tarz olayları çok sevdiğim için çok kullanırım.

O cümleyi, bilerek yazdım az öncekiyle tekrarlasın diye, bence iyiydi. Sıkmadıktan sonra bu tekrarlar da fena değil, beğenmene sevindim o yüzden.
İnsan psikolojisi işte, ne olursa olsun, aman boşver diyemiyor. Cidden üzücü.
Evet evet. İki cümle arasında bile umuttan umutsuzluğa geçiş vardı.
Sevindim buna =) Anladım tamamdır.

Ben burada Pansy’i yazdım zaten. Bence de esas acıyı çeken oydu. Unutmak Harry için kurtuluştu ama Pansy’nin cehennemi oldu, ben de yazarken üzülmedim desem yalan şimdi.

Dan’de biraz o tip var sanırım Very Happy Ya ben nasıl gördüm hiç hatırlayamıyorum ama, unutkanlık başladı ben de, yoksaaaa??? Very Happy
Hayır, orada hödüklükten çok Harry’nin durumuyla alakalıydı. Her şeyi unutmuş, zihinsel sağlığı iyi değil yani. Ürkek olması, sorgulaması doğal geldi. Benim yazdığım Harry de aklı başında olsa fark edebilirdi. Oysa bu olaydan sonra ondan geriye bir şey kalmadı işte. Anlayışı, aşkı vs vs.
Biliyorum, o kısım daha vurucu gelmiş genelde. Bence de öyle, Pansy’de iyi sabır varmış.

Olsun hayatım, kötü bir şey dememiştin ki sonuçta, herkesin sevdiği kısımlar-yazılar farklı olabilir, o çok farklı bir konu Very Happy Ama şimdi böyle düşünmen de güzel. Sen her zaman söyle bana düşünceni ama önce-sonra fark etmez Very Happy

Her alemin zihnefendarı sensin Gizem, karşı çıkılmaz Very Happy Ne güzel yazmışsın ama bayıldım, bayıldım!

Olabilir, fark etmeden öyle yazıyorumdur belki, Gizem bak gördün mü her şey senin başının altından çıktı Very Happy

Yerim seni yerim! Sen de bana ilaç gibi geliyorsun, ne yapacağız böyle, bu işin sonu nereye varacak meraktayım Very Happy

Sen cidden iste benden, yazarım iki elim kanda olsa. O cümleyi de not edeyim hemen, sevdim çooooooooooooooooooooooooooook Very Happy

Snape falan yalan, en büyük hain benim Very Happy Kesinlikle benim de aklımdaki adam da oydu, yansıtabilmeme sevindim, o sahneye öyle bir adam yakışırdı gibime geldi. Ahaha duygulanmışken koptum yalnız, bir taş düştüğünde Very Happy Ölüyorum haberin yok.

Yok ya, karşısında çift görmekten hoşlanmıyor, bende sevmem, sevgilinle öpüşüp koklaşma karşımda arkadaşım, başka yere git Very Happy Ron bir nevi beni yansıtıyor orada.

Hayal ettin değil mi, çapkın Gizem Very Happy
Ahaha, Ayşe Hatun soundtracki kullanacağım bir daha.

Değil mi, değil mi? Ben de bayıldım, yazan da benim gerçi ama neyse Very Happy

Ahaha, son kararını bekliyorum.

Bence de transtı tam, kod adı da bulalım buna, aklımızda olsun. Bence biraz daha ileri safha, biraz daha yetişkin olmaları lazım. Orada daha çocuk gibiler benim gözümde, ay yemin ediyorum Gizem, öyle bir benimsemişim ki onları, o sonu nasıl yazacağım bilmem.
İşte Gizem farkı! Çok teşekkür ederim tatlım, ben sulu söylemleri hiç sevmem ama onlar birbirinin hayatı olmuştu. Doğru diyorsun, Harry Pansy’nin meleği gibiydi, aşkları onları koruyan bir melekti, beraber kurdukları hayat melekti, ne yazık ki hepsi bitti.

Muhteşem bir yorumdu. Oscar goes to you, yine-yeni-yeniden. Hiç şaşırmadım ki ben Very Happy

Minnettarım ama, benim meleğim, sen hiç düşme =)

masalcı
Admin

Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 25/08/08
Yaş : 32

http://bizimhikayelerimiz.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz